Sayfalar

19 Mayıs 2010 Çarşamba

PANDARME


"Paşa, Paşa şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin. Bunların hepsi artık bu kitaba girmiştir. Tarihe geçmiştir. Bunları unutun. Asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden mühim olabilir. Paşa, Paşa devleti kurtarabilirsin."
Demiş Vahdettin Gazi'ye onu geniş yetkilerle Samsun'a yollarken. Bu görev için neden Gazi'nin seçildiği, Vahdettin'in neden bu sözleri söylediği tartışılır durur. Gazi o dönemde sadece savaşlarda başarı göstermiş bir kumandan olarak görünmüyordu. Aynı zamanda ülkenin içinde bulunduğu durumlar kousunda “fikirleri” de vardı. Üstelik bu fikirleri sadece kendisi ve arkadaşları değil, saray da pek iyi bilmekteydi. Gazi'nin işgal döneminde Sadrazam'a yolladığı şu telgrafı Vahdettin'in bilmemesi mümkün müdür:

"...Pek ciddi ve samimi olarak arz ederim ki, mütareke şartları arasında anlaşmazlıkları giderecek tedbirler alınmadıkça ordular terhis edilecek ve İngilizlerin her dediğine boyun eğecek olursak, İngiliz ihtiraslarının önüne geçmeye imkan kalmayacaktır."

İngilizlerin her dediğine boyun eğen Vahdettin, bir yandan da ülkesinin kurtuluşunu sağlayacak bir hamleyi yapmış oldu Mustafa Kemal'i Samsun'a yollayarak. Sonrasında Gazi için vur emri çıkarmasına rağmen, ülkesinin işgalden kurtulmasını istediğine inanmamak mümkün müdür? Gazi'nin Vahdettin'i hain sayması dönemin şartları içinde çok doğaldır. Herhalde ülkesinde devrim yapan bir lider Padişah'a methiyeler düzmeyecekti.

Gazi'nin Samsun'a gönderilmesinin görünür sebebi İngilizler'in Samsun'a işgal gemileri yollaması ve Pontusçu Rumlar'ın Türklere kötü davranmaya başlamaları karşısında Teğmen Hamdi'nin askerlerini alarak dağa çıkması ve Pontusçularla mücadeleye başlamasıdır. Güya Mustafa Kemal Samsun'a giderek asayişi temin edecekti. Gazi'nin Pandarme yani Bandırma gemisiyle 16 mayıs'ta Galata'dan yola çıkıp 19 Mayıs'da Samsun'a ayak basmasıyla tarihe geçecek Milli Mücadele'miz başlamış oldu.