Sayfalar

18 Eylül 2010 Cumartesi

Sinema

Inception - Başlangıç



Başlangıcını hatırlamıyorsan, rüyadasın demektir... Filmde o kadar karmaşık bir rüya kompozisyonu örülmüş ki, kişiler başka türlü rüyada mı gerçek hayatta mı olduklarını anlayamıyorlar. Rüya içinde rüya, hatta üçüncü ya da dördüncü rüya evreninde karmaşık bir olay örgüsü, silahlı çatışmalar, ilişkiler ya da kısaca gem vurulamayan bilinçaltıların yaşattıkları bu filmi mutlaka izlenir kılıyor.
Filmde rüyalarda yıllar süren devasa şehir inşasından, bükülen caddelere; hiçbir yere ulaşamayıp hep kendini tekrar eden sonsuz merdiven sarmalından, karşılıklı iki aynanın yarattığı sonsuz görüntülerin birbiri içindeki sonsuz rüyalar içinde kaybolma (Araf'ta hapsolma) fikrini hatırlatmasına kadar dahice tasarlanmış pek çok fikir sergileniyor.
Yönetmen Christopher Nolan, Inception – Başlangıç filminde rüyaların fantastik bir kurgulamasını yapıp, neyin gerçek neyin hayal olduğunun karmaşıklığını sorgulatırken, gerçeğin kendisinin de sorgulanabilir olduğunu düşünmeye itiyor. Bütün rüya katmanlarında ortaya çıkan ve hep kazanan Mal (The Shade – Gölge) karakteri, filmin ana karakteri Dom Cobb (The Extractor - Bilgi çıkarıcı)' u rüyanın gerçekliğine inandırmaya çalışırken çok başarılı değil belki. Ama bilgi ekmenin mümkün olabilmesi ihtimali bütün gerçekleri değiştirebiliyor. Bir insanın fikirleri, bilinçaltının derinliklerine inip değiştirebilir mi? Hem de o kişiye bunun nasıl yapıldığı hiç hissettirmeden. Filmin sonunda bu çabanın mı başarıya ulaştığı yoksa rüyalarda yaratılan sahte cennetlerin mi kendini boyutlandırdığını anlayamıyoruz. Belli ki, devamını göreceğiz.

Filmin Özeti:
Dom Cobb (Leonardo Di Caprio) uzmanlık alanı rüyalarda yarattığı kurgular sayesinde bilgi çalmak olan bir casustur. Ne var ki, büyük becerilerinin bedeli olarak uluslar arası bir kaçak haline gelmiştir. Çocuklarına kavuşabilmesi için zengin bir işadamı olan Saito (Tom Hardy)' nin teklifini kabul etmek zorundadır. Görevi bir enerji kartelinin tek varisi olan Robert Fischer (Cillian Murphy)' nin bilinç altına girerek daha önce hep yaptığı şeyin tersini yapmaktır, yani fikir çalmak yerine fikir ekmek.
Cobb bir yandan rüya içinde rüya kurgulayarak ters giden işleri düzeltmeye çalışırken, bir yandan da karşı koyamadığı bilinçaltının ortaya çıkardığı ölen eşi Mal' ın tüm işlerini bozmasıyla mücadele etmektedir.
Cobb'un rüyaya başlarken takım arkadaşlarından izlediği bir gerçek vardır. Aldıkları kimyasallar sebebiyle asla rüyadan uyanamama, yani Araf' ta senelerce takılıp kalma riski. Bu risk Saito ve Cobb için gerçeğe dönüşür. Cobb, bilinçaltında karısının ölümüne sebep olduğu gerçeğiyle yüzleşirken bir yandan da Saito'yu kurtarıp çocuklarına kavuşmayı başarabilecek midir? Ya da gerçekten çocukları var mıdır? Ya da herşey ta filmin başından beri bir rüya mıdır...